"KAN KAN KAN, Kıbrıs, Kudüs, TÜRKİSTAN" - Güncel Dosya

Salı, Temmuz 14, 2009

Dosya: ( Kan Kan Kan, Kıbrıs, Kudüs, TÜRKİSTAN! )

Çeşitli Örgütlerin farklı illerdeki protestolarında okunan basın bildirileri:



Bismillahirrahmanirrahim,

Değerli Kardeşlerimiz;

Zulüm aşağılık yüzünü bir Bosna'da gösteriyor, bir Irak'ta, bir Çeçenistan'da, bir Filistin'de bir Doğu Türkistan'da. Bizler de zulüm karşısında susmamak, hiç değilse zalimin yüzüne hakkı haykırabilmek için meydanlarda idik, zulüm sürdükçe de meydanlarda olacağız.

Bugün burada Kapitalistleşen, Komünist Çin'in Doğu Türkistan halkına uyguladığı vahşi katliamı protesto etmek için toplanmış bulunuyoruz. Kurulduğu günden beri Doğu Türkistan halkına yapmadığını bırakmayan Çin Halk Cumhuriyeti, son günlerde uyguladığı katliam ve baskılarla dünya gündemine oturmuştur.

30 milyon Müslüman'ın yaşadığı Doğu Türkistan, 1876'dan beri Çin'in işgali altındadır. Doğu Türkistan olarak bilinen bölgenin adı, işgal sonrasında Çince " yeni fethedilmiş " manasına gelen " Sincan " olarak değiştirilmiştir. Bazı basın yayın kuruluşlarında olayın " Sincan bölgesinde etnik çatışma " şeklinde duyurulması basının nasıl bir duyarsızlık içinde olduğunu göstermektedir.

Kapitalizmin son zamanlardaki en azılı canavarı olan Çin, kendi halkını köleleştirirken, Doğu Türkistan halkını da kendi belirlediği fabrikalarda zorunlu olarak insanlık dışı şartlarda çalıştırmaktadır. Doğu Türkistan, zengin enerji kaynakları ile Çin ekonomisinin bel kemiğini oluşturuyor. Ekonomisinin çökeceği endişesi taşıyan Çin dünyayı ürküten nüfus, silah ve ekonomik gücünü Doğu Türkistan üzerinde acımasızca kullanıyor. Bir yandan, bölgenin zengin kaynaklarını sömürürken, diğer yandan bu zengin toprakların Müslüman Uygur halkını esaret altında fakirleştirip, yoksulluğa mahkûm ederek ucuz işçi kaynağı olarak kullanıyor. Fakirleştirdiği Uygurların kadınlarını, kızlarını Çin kapitalizminin canavarları olan fabrikalarda karın tokluğuna çalıştırırken, bir yandan da alçakça tecavüzlerin muhatabı kılıyor, genelevlerine sermaye yapıyor.

İşgalden bu güne Uygurların Hacca gitmeleri, cemaatle namaz kılmaları ve oruç tutmaları engellenmektedir. Memur ve işçilerin camilerde ibadet etmeleri, 18 yaşından küçüklerin dini eğitim almaları ve ibadet etmeleri yasaklanmıştır. Evlerinde bulunan dini kitaplara el konulmuş ve bulunduranlar cezalandırılmıştır. Göstermelik olarak açık tutulan Camilere sadece yaşlıların girmesine izin verilmektedir.

Doğum yasağı getirilerek birçok kadın kürtaja zorlanmaktadır. Böylece Uygur nüfusunun azalması ve neslin yok edilmesi istenmektedir. Doğu Türkistanlı Müslümanlar, Çin hapishanelerinde yıllardır işkenceler görmektedir. Bugüne kadar aralıksız devam eden işkence, katliam ve idamlarda öldürülen Uygurların sayısının şu anki Uygur nüfusunun yarısına eş olduğu söylenmektedir. Uygur bölgesinde nükleer denemeler yapılmakta, bunun sonucu olarak da kanserden ölümler yaygınlaşmaktadır. Allah'ın ayetlerinden olan anadilleri yok edilmeye çalışılmakta, kendi dilleri ile eğitim almaları engellenmektedir.

Geçtiğimiz Pazar günü, Çin'in Güney eyaletlerinden birindeki bir oyuncak fabrikasında saldırılar başlamıştır. Sadece bu fabrikada 200 Uygurlunun öldürüldüğü ifade edildi. Olay, Doğu Türkistan'da gösterilerle kınandı ancak Çin polisi göstericilere acımasız tepki gösterdi. Çok sayıda insan kurşunlarla can verdi. Urumçi'de yıllardır dayatılan nüfus politikalarıyla artık çoğunluk olan Han Çinlileri, Uygurları, evlerini basarak, kafalarına kurşun sıkarak, sopalarla vurarak katlediyorlar. Çin polisi ve askeri, üniformalarını çıkartarak katliama destek oluyor ve teşvik ediyorlar. Sağ kalanlardan bir kısmı da, zulme itiraz ettikleri için idam edilmek isteniyor. Bu olaylarda 3000'e yakın Doğu Türkistanlı'nın katledildiği 5000'den fazlasının tutuklandığı bildiriliyor.

Kısa bir süre Çin'de şaşalı törenlerle karşılanan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Tayyip Erdoğan tepkilerini sadece sözle dile getirirlerken, Abdullah Gül'ün ziyaretinin hemen ardından bu katliamın başlaması Olmert-Erdoğan görüşmesinin ardından yaşanan Gazze katliamını anımsatıyor. Zalimlerle menfaate dayalı ilişkiler kurarken, onların azgınlıklarını söylem yapmak en basit ifade ile tutarsızlıktır. Daha gerçekçi tepkiler verilmeli, diplomatik ve ekonomik ilişkiler iptal edilmelidir. Dünyayı çöplüğe çeviren Çin mallarının ithalatının durdurulması onlara büyük bir ceza olacaktır.

Doğu Türkistan'daki insanların hayatı üzerinde Rusya, ABD ve Çin yönetimlerinin kapitalist ve emperyalistçe hesaplar yapmasına sessiz kalamayız. Filistin'de, Irak'ta, Çeçenya'da, Afganistan ve Pakistan'da ve dünyanın diğer bölgelerinde devam eden işgallere ve katliamlara duyarsız olamayız. Onların acısı bizim acımızdır, dertleri derdimizdir.

İnanıyoruz ki, Yüce Allah, zalimlerin zulmünden haberdardır. Allah'ın hesabı çetin olacaktır.

Ve inanıyoruz ki, zalimlerin sonu mazlumların elleri ile olacaktır.
ÇORUM ÖZGÜR-DER, İLKE DER

0 yorum:

Yorum Gönder

"Mücadele Birliği nasıl ki kurluduğu yıllarda sahabe iştiyakı, imanı, gayreti ile çalışmışsa; Bugün de hiç bir grup, parti, şahıs tekelinde değildir.

Bu teşkilatın tezgahından geçenler yine aynı kardeşlik duyguları ile birbirlerine bağlıdır. Bunu ifsad eden, arada husumeti yayanlar asla Mücadeleci olamazlar!"

Son Yorumlar

İman Et
Mücadele Et
Zafer Senindir!
Zafer Hakkın
ve Hakk'a inananlarındır!
Kopyalama hakları: GNU, GÖBL.