SEYYİT AHSEN HOCA
(1936-2009) MÜCADELE BİRLİĞİ HAREKETİ’NDE GÜVEN SEMBOLÜ
Pazartesi, Şubat 23, 2015
Editör Notu: İrfan KÜÇÜKKÖY Ağabey'in facebook'ta paylaştığı bu yazısını, arşivimize aktardım. Yazının en altında, orjinal gönderi bağlantısına ulaşabilirsiniz.
1936
yılında Konya’nın Bozkır ilçesinin bir köyünde dünyaya gelen Seyyit Ahsen hoca,
klasik metodla dini tahsilini tamamladıktan sonra, Seydişehir ilçesinin Kisecik
kasabasında bir kurs açar. Burada yetiştirdiği öğrencileri, sınavlarla müftü,
vaiz, imam, müezzin olurlar. Henüz Yüksek İslam Enstitüsü mezunları yoktu.
Müftü Vaiz yetiştirmek için, bir tek Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
vardı. O da ihtiyaca yetmiyordu. O tarihlerde klasik eğitimi sürdürüp te
günümüzde isminden bahsettiren hocalar var. İstanbul’da Mahmut Ustaosmanoğlu,
Süleyman Hilmi Tunahan, Konya’da Abdurrahman Öksüz bu tarzda kursları olan
hocalardır. Onun Konya Seydişehir’de Arapça ve klasik dini derslerin okunduğu
kursu vardı.
MÜCADELE BİRLİĞİ HAREKETİ
İLE İLİŞKİSİ
Yetiştirdiği öğrencileri
diğer illere kurslar kurmak üzere göndermeye başlamıştı. Afyon ilinde kursunun
şubesini açıyor ve başına Ali Erdoğan isimli bir öğrencisini gönderiyor. (Daha
sonra vaiz oldu). Ben bu kursu ve hocası Ali Erdoğan’ı Yüksek İslam Enstitüsü
ikinci sınıfa geçtiğim 1964 yılı yaz tatilinde Afyon’da stajyer vaizlik
yaparken tanıdım. Hatta kendisinden bir süre, mevlit Baltacı ve Mustafa
Alptekin’le fıkıh dersleri aldık. Biz Aykut Edibali ile tanıştıktan sonra,
hocayı da tanıştırdık. O da SEYYİD AHSEN hocayı Afyon’a çağırdı. Seyyit Ahsen
hoca biz Konyalı ilklerle hemen hemen aynı dönemde, Aykut Edibali ve
Yavuzarslanargun’la irtibata geçmiş oldu. Aykut Edibali ve Yavuz Arslanargun’un
birlikte sosyal aktivite yapalım teklifini kabul eder. Biz 1964’ün Ağustos
ayında tanıştık, o, Eylül ayı sonunda.
Aykut
Edibali ona Afyon’a kursunu nakletmesini teklif etti. O bir an bile tereddüt
etmeden kabul etti. Böylece Afyon’daki Kurs’da eğitimini sürdürmeye başladı. Bu
arada Seyyit Hoca ve Talebesi Ali Erdoğan vaizlik imtihanını kazandılar. Seyyit
Ahsen Hocam Afyon merkez vaizi ve Ali Erdoğan Bergama vaizi oldular.
Seyyid hoca, Kursta klasik
usulde Arapça ve dini ilimler okuturken, Afyon’da İmam-Hatip Okulu açıldı.
Bunun üzerine, yaşı tutan bütün öğrencilerini kaydettirdi. Böylece de kursu
pansiyon haline dönüştü. Yaşı tutmayanların dışardan İmam Hatip Okulu bitirme
sınavlarına girmelerini sağladı. Öğrencilerini Üniversitelere yönlendirdi.
Çeşitli fakültelerde akademisyen olan öğrencileri oldu. Öğrencilerinin hepsini,
henüz resmen kurulmamış olan milliyetçi mukaddesatçı davamızın seminerlerimize
yönlendirdi.
AKAİD KİTABINI TERCÜME VE
ŞERH
Bu esnada Ömer Nesefi’nin
akait isimli eserini, Taftazani’nin şerhinden alıntılarla, Aykut Edibali’nin
felsefi ve kültürel desteği ve Mehmet Çetin’nin dil yönünden desteği ile
tercüme ve şerh etti. Bu eser onlarca baskı yaptı. Temel kaynak oldu. Hâlâ
AKAİD alanında temel kaynaktır.
Afyon’da komşu da olduk.
Bir gün biz onlarda olursak, ertesi gün onlar ailecek bizde olurlardı. İlim
adamı olmanın ötesinde iyi bir dosttu. Hem dava arkadaşı idik, hem hemşehri
idik, hem de iyi birer dost idik. Ben, 1970’te askere ayrıldım. Asker dönüşü
İstanbul’da kaldım. Teşkilatın, teşkilatlanma yönetiminde görevlendirildim veya
tabii seyir ona ulaştı.
ANKARA'DA VAİZ
Seyyid Ahsen hoca daha
sonra tayinini Ankara’ya aldırdı. Ankara merkez vaizi oldu. Başkentte, bir çok
camide senelerce vazetti. Bir kısmı akademisyen, üst düzey yönetici ve seçkin
arkadaşımız üzerinde etkili oldu. İlim adamı kimliği ile onlara rehberlik etti.
Özel toplantılarda onlara ilmi programlar yaptı. Zaman zaman Avrupa ülkelerine
gitti. Orada da ilmi rehberlikler yaptı. 2009 yılında elim bir trafik kazası
sonunda vefat etti.
ŞAHSİYETİ
Muhterem Seyyid Ahsen,
bilgisiyle, ahlakıyla, takvasıyla model bir hocaydı. Mücadeleciler için bir
güven kaynağıydı. Kimseyi incitmezdi. Herkesin gönlünü alırdı. Mücadele Birliği
Hareketi’nde kopmalar başlayınca çok üzüldü. Her iki grupla ilgisini kesmedi.
İki taraftan birini suçlama cihetine hiç mi ama hiç tevessül etmedi. Daha sonra
da ilişkilerim sürdü. Ankara’ya gittikçe evinde misafir olduğum oluyordu.
Teşkilat konularını konuşmamaya çalışırdık. Konu açılırsa ikimiz de sadece
üzülürdük.
ALLAH
RAHMET EYLESİN.
MAKAMI
CENNET OLSUN.
ALLAH
SEVENLERİYLE CENNET’TE CEM EYLESİN.
AMİN…
0 yorum:
Yorum Gönder